Hitler’in zulmünden kaçan ve çözümü intihar ederek bulan Stefan Zweig’in anıları: Dünün Dünyası
Almanya doğumlu Yahudi yazar Stefan Zweig, çağdaş dünya edebiyatının en değerli yazarlarından biridir. İkinci Dünya Savaşı başladığında onun için de sonun başlangıcı oldu. Elbette Adolf Hitler, Yahudileri ve muhalifleri avlama sırasının kendisine geleceğini biliyordu. Kurbanlık bir koyun gibi boynunu uzatmayı tercih etmemiş ve sevgili eşi Lotte ile birlikte çok sevdiği ülkesinden kaçmış.
Yıllarca Avrupa’da yaşadı, birçok ülke gezdi. Ancak Hitler’in kabusu tüm Avrupa’yı sarmıştı; kaçış yoktu, çember küçülüyordu. Zweig’in kaderi karanlıktı. Romanlar ve öyküler yazdı. Bu kitaplardan biri de Dünün Dünyası adlı biyografi-anı kitabıdır. Elinizdeki kitap, yazarın bu kitapta yaşadıklarını anlatan hayatından damıtılmış satırlardır. Zweig, karısı Lotte ile intihar ettiğinde yıl 1942 idi.
Biyografi yazarı denilince akla ilk gelen isim muhtemelen Zweig… Dünün Dünyası, biyografilerden damıtılmış bir otobiyografi. İnsanları tuzağa düşürür.
Kendi hikayesini anlatacağını düşünüyoruz, yavaş yavaş kendine dokunuyor ve temas kurduğu kişilerin hikayelerine geçiyor. Hikayesi her zaman kendinden fazlasını içerir. Zati, asıl niyetinin kendini anlatmak olmadığını kitabın başında şöyle açıklıyor:
“Kendimi önemli bir insan olarak görmediğim için, başkalarına hayatımı anlatmak bana hiç cazip gelmedi. Birlikte bir kitap yazmaya cesaret edebilmek için tek bir kuşağın yaşadığı olaylardan, felaketlerden ve çetin sınavlardan daha fazlası gerekti. ana karakter, daha doğrusu odak noktası olarak ben.”
Zweig ve yazma yeteneği
Zweig, yazma yeteneğini bu alçakgönüllülükle örüyor ve yazmanın ön koşulunun dinleme olduğu bir yöntemde ustalaşıyor. Tıpkı bir insan gibi, kendisi gibi mütevazi birine de bir çağ bu kadar kolay açılabilir.
Dünün Dünyası bir hesap kitabı değil, bir tanıklık kitabıdır: felaketin yükselişine tanık olmak. Faşizmin yükselişi karşısında savaştan zarar görmüş bir adamın naif tanıklığı. Her şey bittikten sonra dönemi naif yaşayan birini bulmak elbette kolay, elbette kimse hayatını olası tüm felaketleri hesaplayarak yaşayamaz.
Zweig de her şeyin daha güzel olacağı ümidiyle soru sormayı unutan, gerçeğe gözlerini yuman çağdaşlarını eleştiriyor:
“Hitler bir konuşmasında barış kelimesini kullandığında, gazeteler sevinçten ağladılar ve olanları unuttular ve Almanya’nın neden bu kadar çılgınca silahlandığını sormayı unuttular…”
“Milliyetçilikten sarhoş değilim”
Kitap boyunca Zweig, geniş bir coğrafyaya tanıklık etmemizi sağlayan seyahat sevgisini dar görüşlülüğü aşmak için bir fırsata çeviriyor:
“Milliyetçiliğin bu baş döndürücü sarhoşluğuna kapılmamamın nedeni herhangi bir korku ya da ileri görüşlülük değil, eski yaşam biçimimdi. İki gün öncesine kadar ‘düşman ülke’ içindeydim…”
Sıradan insanların hikayeleri
Ekonomik krizi fırsata çeviren ayyaşları gözden kaçırmamak lazım, bunlar resmi tarih kitaplarında yok. Dünün Dünyası, komşu ülkelerin para biriminin değer kaybetmesini orada ucuz bir şey satın alma avantajına çeviren sıradan insanların hikayesidir…
Ancak seyahat etmeyi ve farklı hikayeleri dinlemeyi bilmesiyle ilişkilendirilebilecek bu gezgin entelektüel, kaçışı deneyimlemek zorundadır.
Çingeneler gibi Paris, İngiltere, İspanya, Belçika ve Hollanda’da yaptığım ve bir yerden bir yere gittiğim bu meraklı seyahatler aslında pek çok açıdan keyifli ve verimli geçti. Halbuki insanın ilk sefere çıktığı ve sonunda döndüğü sağlam bir yere ihtiyacı vardır. Artık isteyerek dolaşmadığım, bunun yerine bir şeylerden kaçmak zorunda kaldığım bugün her zamankinden daha uygun olduğunu biliyordum.”
“Ölümünüze Tanık Olmak”
Doğduğu Avrupa’dan kaçışının yıkıcı sonuçları olur. Otobiyografisinde elbette yer almayan intiharı, kelimenin tam anlamıyla, faşizmin insanlığa karşı yükselişinin gerçeklerden kaçış şansı bırakmayan bir tanıklığı olarak da değerlendirilebilir. .
Kitap sayfası için iletişim: